Heyecan veren doğası, egzotik ve gizemiyle diğer Afrika ülkelerinden çok şanlı olan Fas, turizm açısından potansiyel zenginliklere sahip bir ülke. Fas'ın başkenti Rabat ile birlikte diğer renkli şehirleri; Kazablanka, Meknes, Fez, Marakeş'teki mimari zenginlikler ziyaretçilerinin hafızasında iz bırakmakta…
Akdeniz ve Atlas Okyanusu'na sahili olan Renkli kentlerin diyarı Fas'ta, Atlas Dağları'nın eteklerindeki çöllerde safari yapabileceğiniz gibi, plajlarda güneşin tadını çıkarabilirsiniz. Dünyanın bir çok yerinden gelen profesyonel sörfçülerin Atlas Okyanusundan gelen dalgalar üzerindeki danslarını izlemekte oldukça keyifli olacaktır.
Ve Atlas Dağları ardında sahraya açılan Zagora, Atlas okyanusu kıyısındaki Agadir ve Essauira, Cebelitarık Boğazındaki Tanca görülmesi gereken diğer şehirlerdir.
Fas; en batı'daki yer anlamına gelen El-magrip, Avrupa Ülkelerinin tanımlaması ile Morocco; demokratik Monarşi ile yönetilmektedir. Kral Muhammed VI. Alouite hanedanlığından gelmektedir. Bu hanedanlığın egemenliği 300 yıldır devam etmektedir. Yasal sistemi temelde Fransız, İspanya kanunları ile İslami kurallara göre yürütülür. Demokratik sistem Fas'da diğer Afrika ve islam ülkelerine oranla daha iyi işlemektedir.
1956 yılında bağımsızlığını ilan eden Fas, o günden bugüne kadar, bir çok sosyal problemlerin üstesinden başarıyla gelmiştir. Fransızların döneminden iyi planlanmış su kanalları ve yolları bulunmakta olan Fas, endüstriyel açıdan da gelişmekte olan bir ülke olmasına rağmen hala tarım, ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır.
Fas'ın otuz beş milyonluk nüfusunda berberiler, Arap ya da ikisinin karışımı çoğunluktadır. Nüfusun yarıdan fazlası küçük kasabalarda yaşamakta ve yaşadıkları evleri palmiye ağacının liflerinden ve balçıktan inşaa etmektedirler. Buna "Kasbah" denilmekte, köyler genellikle vadilerde ve dağlarda bulunmaktadır.
Kültürel açıdan son derece zengin olan Fas'ta İslam, Fransız, İspanyol ve Afrika kültürlerinin etkisini görmek mümkün: camiler, minarelerde İslam'ın, bahçeler, çeşmelerde Endülüs İspanyası'nın, binaların yapı tarzında ise Fransız kültürünün etkileri görülmektedir.
Başkent Rabat
Fas'ın kuzeybatı kıyısında Bu Regreg Irmağının denize döküldüğü yerde bulunan Rabat'ın nüfusu Bir buçuk milyon civarındadır. Önemli bir yönetim ve öğretim merkezi olan şehirde, Dokuma sanayisi gelişmiştir. Ayrıca, dar sokakları, eski yapıları tarihsel anıtları ve yanı başındaki 17. yüzyıl'dan kalma hisarla, çok sayıda turist de çekmektedir.
12. yüzyıl'da Endülüs'e yapılan seferler için bir askerî üs olarak kurulan Rabat, daha sonra bir süre gerilemiş, Fransız işgalinden sonra koruma bölgesinin merkezi yapılınca, hızla gelişmiştir.
Tüm Fas kentlerinde olduğu gibi Başkent Rabat'ta da eski ile yeni kent Kral V.Muhammed Bulvarıyla birbirine bağlanmaktadır. V.Muhammed Caddesi (Avenue Muhhamed V) kafelerin, hükümet binalarının, bankaların, postanenin olduğu palmiye ağaçlarının sıralandığı geniş ve aydınlık bir cadde. Cadde'nin alt tarafında Souklar (Geleneksel Çarşı), yukarı tarafında ise minaresi uzaklardan dahi görülebilen Es-Sunna (Büyük Camii) yer almakta ve buradan yürüme mesafesinde olan turistlerin akın ettiği çok geniş bir alana kurulmuş görkemli Kraliyet Sarayı, Arkeoloji Müzesi, Adalet Sarayı ve Üniversite diğer gezilecek değerdeki tarihi yapılardan…
Muhammed V. bulvarından doğu yönüne doğru Souklar'ın arasından geçerek Bu Regreg Irmağının hemen yanındaki Kral V. Muhammed'in Anıt Mezarı Rabat'ın en önemli turistik değerlerindendir. Alanın bulunduğu geniş bölüme giren kapılarda muhafızlar bulunmakta. Kırmızı pelerinli bu muhafızlardan izin alarak fotoğraf çekebilir ve Anıt Mezarın içini gezebilirsiniz. Girdiğinizde terastan aşağıya baktığınızda V.Muhammed'in büyük lahiti ile birlikte iki oğullarının yer aldığı lahitleri de göreceksiniz. Yapının içindeki harika motifler ve özellikle tavandaki ahşap oymalı kubbe dikkatinizi çekecektir. Kubbe'den aşağıya altın yaldızlı bronz dev bir avize sarkmaktadır. Anıtmezarın bulunduğu geniş alan ayrıca 12 yy sonunda dönemin hükümdarlarından Yakub El-Mansur tarafından yapılan Hasan Camii kalıntılarına bakar. Yapı tam olarak tamamlanamadığından Hasan kulesi olarak bilinen minaresi ve sıralanmış kısa sütunlar günümüze ulaşmıştır.
Rabat'ın en güzel manzarasına sahip yerlerin başında ise Fas'ın en büyük mimarı miraslarından, 12 yy'da inşa edilen Udaya Kasba'sının devasa surlarını içine alan Kale kalıntıları gelmektedir. Bugün beyaz ve mavi boyalı şirin evlerinden oluşan hoş bir mahalleyi andıran kasba, zamanında Rabat'a adını veren Ribat'ın yerindedir. Tepedeki konumu kenti savunmayı kolaylaştırmıştır. Kale'nin en uç kısmına gittiğinizde sizi harika bir manzara karşılayacaktır. Sol tarafınızda Rabat Plajına akın eden Dünyanın bir çok yerinden gelen profesyonel sörfçülerin Atlas Okyanusundan gelen dalgalar üzerindeki dansları, sağ tarafınızda karşı kıyıdaki Sale Kenti ve Bu Regreg Irmağı üzerideki küçük balıkçı kayıkları… Başkent Rabat'tan ayrılmadan önce göreceğiniz bu harika manzara Fas yolculuğunuzun en güzel anlarından birisi olabilir…
Kızıl Kent Marakeş
Ülkenin ilk başkenti olma özelliğini taşıyan ve günümüzde Fas'ın önemli şehirlerden biridir kızıl kent Marakeş. Kuzey Fas ile Atlantik arasında geçiş sağlamakta, el sanatları, deri yapımı, çöl halıları, çevresinde çinko, bakır, grafit madenleri bulunmakta ve bunlardan gelir sağlamaktadır. Bu arada turizm gelirlerini de unutmamak gerekir. Marakeş çöl ile kuzey Fas arasında bir geçit oluşturmaktadır…
Fas'ın en kalabalık ve en çok turist çeken kenti olan egzotik Marakeş. Atlas sıradağları eteklerindeki çölün yanı başında hem karmaşayı hem de sakinliği bir arada yaşayabileceğiniz bir yerdir. Bu kentin ana meydanı olan Djemaa el Fnaa Meydanı (Fanilerin toplanma yeri anlamında - Kıyamet Meydanı) tam anlamıyla Fas kültürünü sizlere yaşatacaktır. Yılan oynatıcılar, çalgıcılar, büyücüler, falcılar, hikaye anlatanlar ve seyyar satıcıların Fas'ın en bilinen yemeği Tajin'den çıkan dumanlar 24 saat hiç durmayan bambaşka bir dünya gibidir… Ne de olsa Avrupalı'ların "Marrak" dediği kent ve bugünde Fas'ın Avrupalılar tarafından bilinen adı olarak günümüze gelmiş. Djemaa el Fnaa Meydanında yüksek bir noktaya çıkarak Fas'ın bir diğer mimari harikası Kutubiye Camii ve büyük minaresinin siluetini çekerek günü tamamlayabilirsiniz.
Marakeş 1062 yılında Almoravide hanedanlığının başkenti olarak kurulmuş ve bundan dolayı da eski ve görkemli bir yerdir. Diğer Fas kentleri gibi, hanedanlığın başkenti olmasıyla oldukça güç kazanmıştır. Zamanla önemli bir ticaret kenti olmaya başarmıştır. Fas'ın her şehrinde olduğu gibi Marakeş'te de eski ve yeni şehir birbirinden ayrılmıştır. Marakeş'in sokaklarında, Terlikçi, Boyacı, Keresteci, Derici, Sepici, Halıcı çarşıları bulunmaktadır. Labirent gibi dar sokaklar arasında yürüyerek kaybolmak bile büyük heyecan ve keyif vermekte… Tarihi yapılar açısından 19 yy'da inşa edilen Kutubiye Camii Marakeş'in sembolü olarak görülmektedir. Kraliyet Sarayı, El Badi Sarayı, El Bahai Sarayı, Sadi Türbeleri (Tombeaux Saadiens), Bin Yusuf Camii ve Medresesi Marakeşin ve Fas'ın mimari zenginliklerindendir… Djamee el Fnaa Meydanı ile Kutubiye Camii arasında kalan Kral V.Muhammed ile El-Muvahhidin Caddesinden kalkan üstü açık Otobüsler ile şehir turuna (Sightseeing) katılarak hem Atlas Dağlarının eteklerindeki Mimar Jardin De L'agdal'ın oluşturduğu Agdal Bahçelerini hem de kurak topraklar üzerinde yetişen palmiyeler altındaki develerin fotoğraflarını çekebilirsiniz. Ayrıca Marakeş'in sıcağından karmaşasından kaçmak için zeytin ve badem ağaçlarıyla örtülü Urika Vadisini, Uzud Şelalesini ve bir berberi köyü olan Asni'den Atlaslar'ın karlarla kaplı 4127 metrelik en yüksek zirvesi Toubkal Dağını izleyebilirsiniz.
Kültürel Başkent Fez
Fas'ın diğer şehirlerinde olduğu gibi eski ve yeni Fez olarak ikiye ayrılan şehir 1.000.000'a yaklaşan nüfüsu her geçen gün artan turizm potansiyeli ile Fas'ın kültürel başkentidir. Arap dünyası içerisinde en iyi korunmuş ortaçağ şehirlerden biridir. Eski Fez, duvarlar ile çevrili ve dar sokaklı çarşıları, camileri, medreseleri, tabaklama atölyeleri ile ünlüdür. Çarşısında yaklaşık 2000 adet dükkan bulunur. Çarşı Eski Fez'in tam ortasında yer almaktadır. Sokakları dar ve kalabalık her bir sokak birbirine çok benziyor, herbir sokağa yaklaşık 10 ayrı yerden çıkış var. Bu da sokakları birbirine karıştırmanıza sebep olabilir. Fez'de mutlaka kumaş yapım atölyelerini ve tabakhaneleri ziyaret ediniz. Fez'de 1357 yılından kalma Bou İnania Medresesi ülke sınırları dahilinde müslüman olmayanların girebildiği nadir İslami eserlerden biri. Yeni Fez'deki tarihi yapılar ise renkli mimarisi ile ünlü Büyük Camii ve bitişiğindeki Kraliyet Sarayı.
Fas'ın En Güzel Şehir Kapısının bulunduğu eski başkent Meknes
Beşkent Rabat'ın 100 km doğusundaki 1996 yılından beri Unesco Koruma listesinde bulunan Meknes, 10.yy'da Miknase Berberileri tarafından kurulmuş. Haritadaki yerini ise Mevlay İsmail'in 17 yy. sonlarında burayı başkent olarak seçmesiyle almış. Meylay İsmailin hareminde 500'e yakın karısı ve cariyesinin bulunduğu söylenmekte. Mevlay İsmail Başkent seçtiği Meknes'te görkemli yapılar yaptırmış. Ölümü ardından Meknes eski gücünü kaybetmiş. Meknes'in en ünlü ve ihtişamlı yapısı olan, mimari harikası Bob Mansur'dur. Meknes çevresindeki en önemli yapı ise 3 km uzaklıktaki Mevlay İdris kasabası ve Anıt Mezarı ile 30 km kuzeyindeki Roma kalıntılarının bulunduğu Volubilis Antik kenti kalıntılarıdır. Volubilis kalıntılarının çoğu 3 .yy kadar uzanmaktadır.
Meknes'in mimari harikası Bob Mansur kapısı Fas'ın en güzel şehir kapılarından biri olup büyüklüğü ve işlemeleri ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Büyük Lala Auda Meydanı, Mevlay İsmail Türbesi, Fas Sanatları Müzesi, Ebu İnan Medresesi, Kraliyet Sarayı, Büyük Camii ve Zeytüne Camii, Meknes'in diğer mimari ve kültürel eserlerindendir.
Dünya'nın En Büyük 2. Camisi'nin bulunduğu Beyaz Evler diyarı Kazablanka
Fas'ın 4 milyon'a yaklaşan nüfusuyla en büyük şehri olan Kazablanka, Arapça ismiyle "Darü'l-Beyza" Atlas Okyanusu kıyısında yer alan bir liman kentidir. Dünyanın en büyük ikinci camisi olan ve en uzun minaresine sahip II.Hasan Camii Kazablanka'da bulunmaktadır. 900 milyon euro'luk maliyetiyle geniş bir alana inşa edilmiş olan Hassan 2 Camii'nin 210 metrelik minaresi, Kasablanka'nın her sokağından rahatlıkla görülebilecek uzunlukta. Bir bayanın büyük bir sabır, özen ve titizlikle işlediği danteller gibi binanın her yerine işlenmiş nakışlar insanın büyülenmesi için yeterli. Camii çevresinde gezerek, her türlü detayın fotoğrafını çekmeniz için en az bir saate yakın zaman ayırmanız gerekebilir. Hassan 2 Camii ardından hafızalara kazınan Kazablanka filminin kendisi kadar ünlü barını da gezi rotanıza ekleyebilirsiniz. Yeni kentin güneyindeki Muhammed V meydanı'nda Adalet Sarayı, Valilik, Ville des Artes (Sanat Müzesi), Sacre Coeur Katedrali bulunmakta. Birleşmiş Milletler Meydanı ile birlikte Büyük Camii'nin hemen arkasında yer alan Eski Kent; çarşısı, dar sokakları ve ilginç insan portreleri ile fotoğraf için güzel anlar oluşturmakta…
YAPMADAN DÖNMEYİN!...
" Fas'ın ulusal içeçeği Nane Çayı yudumlamadan, Tajin ve kuskus yemeden,
" Atlas Dağları'nın karlarla kaplı 4127 metrelik zirvesi Toubkal Dağını ve eteklerinde palmiye ağaçlarının altındaki çölleri, develeri fotoğraflamadan,
" Fas'ın kalbi Kızıl Kent Marakeş'i ve bu kentin ana meydanı Djemaa El-Fnaa'da Yılan oynatıcılar, çalgıcılar, büyücüler, falcılar ve seyyar satıcılar arasında dolaşmadan,
" Fas'ın renkli şehirlerindeki en kent medina'nın surlarının çevrelediği sokaklar arasında kaybolmadan dönmeyin…