Iskandinavya'nin 4 Yildizi : Kopenhag, Oslo , Stockholm , Helsinki
İskandinavya'nın 4 Yıldızı : Kopenhag, Oslo , Stockholm , Helsinki
Onlarca küçük ada üzerine kurulu kültür ve sanat kenti olan Stockhom, Dünya'nın en yaşanılası kentler arasında kendine yer bulan bir iskandinav başkenti.
İsveç'in en büyük kenti ve başkenti olan Stockholm, 2 Milyonluk nüfusa sahip. 13. yüzyıldan beri İskandinavya kültür, siyaset, medya ve ekonomi merkezi durumunda. Kent, anakara dışında on dört adaya ve Mälaren Gölü'nün denizle birleştiği kanala sahip. Stockholm takımadaları tarihî olarak ayrıca önemlidir. Kentin adalara ve kanallara yayılmış olması, ona Kuzeyin Venediği sıfatını kazandırmıştır. Stockholm, yapıları, parkları, tarihî merkezleri, yeşil alanları ve eğitim merkezleriyle oldukça ileri bir Avrupa şehri ve yıllık 1 milyonun üzerindeki turist sayısıyla İskandinavya'da en çok ziyaretçi alan şehir durumunda.
Yazılı kaynaklarda bilinen Stockholm tarihi 1252'ye kadar uzanmaktadır. Bu tarih, Stockholm'ün yakınlarındaki Bergslagen kentinde yapılan demir madenciliği ile yakın zamana denk gelmektedir. Kentin adı İsveççe kütük, Eski Almanca sağlamlaştırma anlamına gelen Stock ve adacık anlamına gelen holm kelimelerinden türemiştir. Kentin Birger Jarl tarafından, İsveç'i yabancı düşman donanmalarından kurtarmak için kurulduğu düşünülmektedir. Stockholm'ün merkezi olan ve günümüzde Eski Kent olarak bilinen Gamla Stan, Helgeandsholmen'in yanındaki merkez adada 1300'lerden 1500'lere kadar kent olarak kalmıştır. Kent bu süreçte bir Baltık ticaret ortaklığı olan Hansa Birliği'nin ilgisini çekti. Kent bu dönemde Lübeck, Hamburg, Danzig, Visby, Reval (Tallinn) ve Riga ile yakın ilişkiler kurdu. 1296 ve 1478 yılları arasında kent meclisi 24 üyeye sahipti. Bunların yarısı ise Hansa Birliği'nin temsilcisiydi. Stratejik ve ekonomik önemi, kenti kısa sürede Danimarka krallarının ve 15. yüzyıldaki bağımsızlık çalışmalarının bir ilgi merkezi yaptı. Danimarka kralı II. Christian kente 1520 yılında girdi. 8 Kasım 1520'de kent bir kan gölüne döndü. Bu katliam Kalmar Birliği adındaki bir diğer örgütü de yıktı. İsveç kralı Gustav Vasa'ın 1523'te kente yeniden girişiyle beraber kraliyet gücü yükseldi ve kent hızla büyümeye başladı. Bu sayede Stockholm 1600 yılında 10,000'lik nüfusu geçti. 17. yüzyılda şehir Avrupa ortalamalarına göre çok daha hızlı büyüdü. 1610'dan 1680'e kadar nüfus altı kat arttı. 1634'te Stockholm, İsveç İmparatorluğu'nun resmî başkenti oldu. Ticaret ise kenti önemli kılmaya başladı. 1710'da kentte veba salgınları yayılmaya başladı. Bu salgının bir de Büyük Kuzey Savaşı'nın ardından yaşanınca, kent birden durakladı. Nüfus artışı dururken, ekonomik büyüme yavaşladı. Ancak zamanla III. Gustav'ın katkılarıyla kent hızla toparlandı. Kraliyet Operası ise bu dönemin ünlü bir mimarî yapısıdır. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kent ekonomik rolünü iyice etkinleştirdi. Yeni sanayi dallarına destek verilirken kent baştan sona bir ticaret ve hizmet merkezi oldu. Kent nüfusu göçler ve sık doğumlar sayesinde ivmeli olarak arttı. Yüzyılın sonlarına doğru ülkede doğanların %40'ından biraz daha azı Stockholm doğumluydu. Yine kentteki bu hızlı büyüme, ek olarak şehri de genişletti. 19. yüzyılda kentte birçok sanayi ve bilim merkezi açıldı. Üniversiteler ve güzel sanatlar okulları bunların başında yer alır. 20. yüzyıla gelindiğinde kent tamamen çağdaş, teknolojik donanımlı ve etnik farklılıklara sahip bir kent oldu. Birçok tarihî bina yıkılarak yeni gereksinimleri karşılayan çağdaş binalar yapıldı. Bu yüzyıl boyunca tüm sanayi alanları ve organize sanayi bölgeleri kent dışına taşındı. Kent nüfusça gelişimini sürdürdü ve bu nedenle yeni bölgeler yerleşime açıldı. Bu yeni yerleşmelerin arasında Rinkeby ve Tensta da yer almaktadır.
Kültür
Stockholm, diğer birçok kültürel merkezden uzak oluşuyla ve bir ülkenin başkenti oluşuyla birçok kültürel öğeyi içinde barındırmaktadır. 1998 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilen Stockholm'de UNESCO tarafından korumaya alınan iki bölge vardır: Drottningholm Sarayı ve Skogskyrkogården Stockholm Haziran ayı'nda yapılan Stockholm maratonu, Temmuz ayı'nda yapılan Caz Festivali ve Karnavalı ile ziyaretçiler güzel hatıralar yaşamakta.
Müzeler
Stockholm, dünyanın en büyük müze-kentlerinden biridir. Kentte yılda 1 milyon insan tarafından ziyaret edilen 100 kadar müze yer almaktadır. En bilinen müze ise 30,000 el sanatı eserinin ve 16,000 tablonun bulunduğu Nationalmuseum adlı millî müzedir. Müzelerin temelleri de yine 16. yüzyılda Gustav Vasa tarafından atılmış. O dönemde Rembrandt ve Antoine Watteau gibi sanatçıların eserleri toplanarak sergileniyordu. Çağdaş Sanatlar Müzesi veya İsveççe adıyla Moderna Museet, İsveç'in ulusal sanat müzesidir. Bu müzede Picasso ve Salvador Dalí gibi isimlerin çalışmaları yer almaktadır. Kentin diğer önemli müzeleri; Stockholm Kent Müzesi, Skansen, İskandinav Müzesi, Kraliyet Para Müzesi, Vasa Müzesi…
BEYAZ GECELERİ İLE ÜNLÜ HELSİNKİ.
Baltık Denizi'nin tam ortasında önemli bir liman kenti olan Finlandiya'nın Başkenti Helsinki, ülkenin yüzde yetmişinin ormanlarla kaplı olmasıyla doğa, deniz ve kültürü bir arada barındırmakta. Gösterişi pek sevmeyen, zengin ve hoşgörülü insanların yaşadığı sessiz, sakin bir Avrupa kenti. Ünlü mimarların imzası ile bu şirin başkentte bir çok binada bulunmakta. Avrupa'da Helsinki'den daha fazla doğaya ve denize yakın olan kent bulunmamaktadır. Helsinki doğa, deniz ve tarihin meydana getirdiği bir şehirdir. 686 km2'lik yüzölçümünün 501 km2'si denizden oluşan başkentin bütün merkezi bölgeleri sahil kenarındadır. Bu yüzden Helsinki, Baltık Denizi'nin Kızı adını almıştır. Deniz kıyısından kent merkezine doğru uzanan yemyeşil bir bitki örtüsüne sahip olan Helsinki, 300 adası ve çok sayıda büyüleyici sahil koylarıyla dikkat çeker. 3800 hektarlık bir alanı kaplayan ormanları, 1800 hektarlık alana yayılan parkları, mükemmel adaları, modern mimari yapıları, abideleri, pazarları ve sayısız müzeleriyle Helsinki, çok farklı eğlence imkanlarıyla ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatır. Başkent Helsinki ülkenin en güney noktasında yer almakta ve Baltık denizine kıyı olan Estonya'nın başkenti Tallinn ile karşı karşıya. Baltık Denizi, İskandinav ve Baltık başkentlerini birbirine bağlayan çok gelişmiş bir gemi yolculuğu ağına da sahip. Tallinn'den kalkıp Helsinki'ye, Stockholm'e uğrayarak Diğer Avrupa başkentlerine seferler düzenleyen yine İskandinav kentlerinden başlayarak dolaşan büyük ve lüks gemiler mevcut. Finlandiya'nın 1917 yılında bağımsızlığını ilan etmesinden sonra, Helsinki'nin başkent olarak önemi artmış; şehir geleneksel ve aynı zamanda işlevsel bir çizgi ile yeniden imar edilmeye başlanmıştır.
1952 yılında savaşın etkisinden kurtulmuş olan Helsinki, büyük bir başarı göstererek Yaz Olimpiyatları'na ev sahipliği yapmıştır. Hızlı gelişimini sürdüren Helsinki, zamanla bölgesinde önemli bir metropole dönüşmüş ve 1975 senesindeki Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Toplantısı gibi büyük toplantı ve zirvelere; ayrıca 2006 yılında ülkemizin Kenan Doğulu tarafından temsil edilerek dördüncü olduğu Eurovizyon Şarkı Yarışması'na ev sahipliği yapmıştır. 600.000 civarında nüfusa sahip Helsinki, yakınında bulunan Espoo, Vantaa ve Kauniainen ile birlikte "Büyük Helsinki" olarak anılmakta ve böylece 1 milyon civarında bir nüfusa erişmektedir. Helsinki, Avrupa'nın en yeşil başkentlerinden birisidir. Aynı zamanda, Avrupa'nın en iyi kamu ulaştırma ağlarından birine sahip olan Helsinki, güvenli bir kenttir. Helsinki'nin çok eski tarihi bir geçmişi olmasa da, 18. yüzyılda inşa edilmiş binalar bile sıkı bir şekilde korunup muhafaza edilerek günümüze kadar gelebilmiştir. Şehir neo-klasik ve günümüzün modern mimarisi ile harmanlanmış yapıları ile dikkat çekmektedir. 1822-1852 yılları arasında ünlü mimar Carl Ludvig Engel tarafından tasarlanan ve inşa edilen Helsinki'nin sembollerinden birisi olan şehir merkezindeki Tuomio Kilisesi görülmeye değer bir yapıdır. Yine 1700'lerde yapılan, 1800'li yılların ortalarına doğru Engel tarafından otel olarak yeniden tasarlanan ve 1930 senesinde Belediye Binası (Kaupungintalo) olarak tanzim edilen bina Senato meydanında Tuomio Kilisesi'nin karşısındadır. Senato Meydanı'nda ayrıca, 1757 senesinde inşa edilen ve şehrin en eski taş binası olan Soderholm de bulunmaktadır. Helsinki'nin merkezindeki Katajanokka semtinde bulunan, 1868 tarihinde Bizans-Rus mimarisinde yapılmış ve Batı Avrupa'nın en büyük Ortodoks kilisesi olan Uspenski Kilisesi görülmeye değerdir. Helsinki, genellikle yaz aylarında çok sayıda günübirlik ve kısa süreli ziyaretçiyi ağırlar. Yazın, halkın yanı sıra, turistlerin de ilgi gösterdiği Kauppatori'de (Pazar Meydanı), günlük taze sebze, meyve, balık gibi gıda ürünlerinin yanısıra, Finlandiya'da üretilen el işlerini de bulmak mümkündür. Meydana yaklaşık yüz metre uzaklıkta bulunan Esplanade Parkı, soluklanmak ve yaz aylarında düzenlenen halka açık konserler için tavsiye edilebilecek yerler arasındadır. Helsinki'nin savunması için 18. yüzyılda yapılan ve 1991'de UNESCO tarafından kültürel miras olarak tanımlanan Suomenlinna adasındaki kale ve surlar da görülmeye değerdir. Adaya tekne ile yaklaşık 15 dakikada ulaşmak mümkündür.
Ayrıca, Korkeasaari adası üzerine kurulan ve doğa yürüyüşü için tercih edilen hayvanat bahçesi turistlerin ilgisini çekmektedir. Her mevsimde ayrı bir güzelliğin bulunduğu, "açık hava müzesi" olarak adlandırabileceğimiz ve koruma altında bulunan Seurasaari adasında, Fin halkının geçmişteki yaşamı örnek yapı ve maketlerle sergilenmektedir. Sözkonusu adadaki ağaçlarda dolaşan sincapları izlemek ve beslemek, pek çok çocuklu ailenin tercih ettiği bir keyiftir. Helsinki'de Finlandiya Ulusal Müzesi (Suomen Kansallismuseo), Kültürler Müzesi (Kultturien Museo), Savaş Müzesi (Sota Museo) gibi tarih ve Ateneum Sanat Müzesi, Modern Sanat Müzesi (Kiasma), Helsinki Sanat Müzesi (Helsingin Taide Halli) gibi kültür ve sanat ağırlıklı müzeler bulunmaktadır. Helsinki'nin bir diğr turistik yerlerinden ve Unesco tarafından koruma altına da alınan beş ada üzerine kurulu, Sveaborg diğer adıyla Suomenlinna Kalesidir. İsveçlilerin 1748 yılında inşa ettikleri kale Rus işgaline karşı yapılmış. Kalede bulunan kilise ve deniz feneri kombinasyonu ilginç bir mimari tarz oluşturuyor. Helsinki'de, Ren geyiği, Baltık Denizi'ne özgü balık çeşitleri, mantar ve doğal çalı (çilek türleri) meyvelerinin ağırlıkta olduğu Fin mutfağı örneklerinin sunulduğu restoranların yanısıra, Türk, İtalyan, Fransız, Hint, Çin, Tayland gibi dünyanın değişik damak tatlarını bulabileceğiniz çok sayıda lokanta, "bistro" ve "cafe" de bulunmaktadır. Finlandiya'nın önemli değerlerinden dünyaca ünlü müzisyen Jean Sibelius'un Töölö'de bulunan heykeli de görülmeye değerdir. Sibelius'un bugün müze olan evi ise Helsinki'ye 30-40 dakika mesafede bulunan Ainola'dadır. Özellikle kısa yaz döneminde düzenlenen festival, konser ve benzeri etkinlikler Helsinki'nin kültürel hayatına renk katmaktadır. Bu çerçevede, 1951 yılından bu yana gerçekleştirilmekte olan Helsinki Festivali her yıl Ağustos ayında düzenlenmektedir. Fin kültürünün ayrılmaz bir parçasını oluşturan sauna, Türk hamamı ile benzer özelliklere sahiptir.
İskandinavya'da konaklama Öncelikle her ucuz gördüğünüz otele atlamayın, HRS İskandivya'daki şehirlerde gecelik kişi başı 30 Euro'dan başlayan fiyatlarla konaklamak mümkün ama konaklayacağınız otelin konumu çok önemli, özellikle akşam dışarı çıktığınız zamanlarda şehir merkezinden çok uzak bir otel yüzlerce Euro taksi parası vermenize neden olabilir.